Bizzat Ben

Fotoğrafım
İstanbul, Türkiye
From tourism business / Cook candidate / Fenerbahce lover / Iron Maiden maniac / Old school writer / MaidenTurkey Admin / Webitch / Jet City Woman / Rock'n Roll Angel / Beth...Ironclad...

17 Kas 2010

Nedir bu AOR ?


Album-oriented rock (AOR, çev. albüm yönelimli rock) radyo formatının kökleri 1960’ların idealizminin kökündeki konseptleri programlayarak başladı. Freeform ve Progressive formatları repertuarı genişletti ve AOR playlistlerini en parlak çağının geneli boyunca domine edecek tonu ayarladı.

1960’ların ortasından sonlarına, FCC (Federal İletişim Komisyonu) FM radyo istasyonlarının sadece AM nüshalarının programlamalarının bir Simulcast (eşzamanlı yayın)’ini yayınlamalarını engelleyen bir çoğaltma karşıtı kanun düzenledi. AM/FM kombo istasyonları sahipleri bu yeni düzenlemelere karşı sert mücadeleler vererek yeni kuralların 18 ay gecikmesini sağladılar. Kanun geçtiğinde, istasyon sahipleri hızlı bir şekilde alternatif programlama seçenekleri bulmak durumundaydılar.

Ticari radyoda Freeform formatı FM hava dalgalarını ucuza programlama ihtiyacından doğmuştur. KMPX’ten Tom Donahue gibi programcılar DJ’lerin genelde geniş bir tarz yelpazesini kapsayan uzun müzik setleri çalabilme özgürlüklerinin bulunduğu istasyonlar geliştirdiler. Şarkılar hitlerle veya single’larla kısıtlı değildi; hatta DJ’ler ağırlıklı olarak günün Top 40 istasyonlarında duyulanlara kıyasla daha yeni ve maceracı sanatçıların köşede kalmış ve uzun şarkılarına yer veriyorlardı. Bu, 1960 ve 70’lerde rock’ın dışavuruma dayalı esas sanatsal damarı olarak albümlerin single’lara karşı yükselişini yansıtmıştır.

Birkaç istisna hariç ticari Freeform’un ömrü nispeten kısa sürmüştür. FM radyosu edinen dinleyici sayısı arttıkça, istasyonların daha yüksek fiyatla reklam satmaları için gereken pazar payını çekme şansları artmıştır.

1970’e gelindiğinde istasyonların çoğu programlama kurallarına bir “saat” ve “rotasyon” sistemi tesis etmeye geçiyordu. Bu kaymayla, 70’ler başlarındaki istasyon formatları artık Progressive olarak bilinmeye başladı. DJ’lerin hala çaldıkları müziğe yoğun katkısı vardı, ve seçimleri derin ve eklektikti, yelpaze folk’tan hard rock’a, arada sıkça atılan fusion jazz gibi tarzlara uzanıyordu.

Bu zamanlarda popülerlik kazanan geniş bir rock tarzı Progressive Rock olarak bilindi, muhtemelen sanatçıların ünü ve başarısı Progressive istasyonlara atfedilebildiği için; tıpkı College Rock etiketinin 1980’lerde öğrenciler tarafından işletilen kolej istasyonlarında çalınan gruplara verilmesi gibi.

Albüm yönelimli rock
1970’lerin ortalarında, program yöneticileri canlı yayında çalınan şarkılar üzerinde daha çok kontrol sahibi olmaya başladıkça, Freeform ve Progressive istasyonları albüm yönelimli rock formatına geçtiler. İstasyonlar hala uzun şarkılar ve derin albüm şarkıları çalıyorlardı (single’lar yerine), ama program yöneticileri ve danışmanları şarkı seçiminde daha etkin bir rol üstlendiler, genelde yayını belli bir albümdeki birkaç “fokus şarkı”yla sınırlayıp, ağırlığı birkaç yıl öncesine kıyasla daha “ticari” bir sound’u olan sanatçılara verdiler. Cleveland’ın itibarlı istasyonu WMMS’den ünlü DJ “Kid Leo” Travagliante 1975’teki bir röportajda değişiklikleri gözlemlemiştir: “60’lar şimdilerde sona eriyor sanırım. 70’lere gerçekten şimdi başlıyoruz. Vurgu, ‘uygun’dan çok eğlenceye kayıyor tekrar… Aslında, ben bizim istasyona progressive radio demezdim. Demode bu. Radyo derim. Ama güzel bir isim duydum, AOR. Album-Oriented Rock. Bu 70’ler için bir isimdir.”

Albüm yönelimli rock’taki “rock” 70’lerin sonunda, AOR müzik kitaplıkları ve playlistleri zamanında benimsenmiş geniş tarz yelpazesini rock merkezli bir sound’a yoğunlaşmak için bir kenara bıraktıklarında eklendi. Arada olan folk, jazz, blues seçimleri seyrekleşti ve birçok siyahi sanatçı yayından kaldırıldı. Stevie Wonder, War, Sly Stone ve diğerleri gibi soul ve R&B sanatçıları eski formatta ilahlaştırılmışken, AOR artık bu tarzları temsil etmiyordu ve diskoya karşı da tavır almıştı. 1979’da, Chicago’daki WLUP’den Steve Dahl radyo programında disko plaklarını yok etti, bu Comiskey Park’taki Disco Demolition Night (Disko Tahrip Gecesi) ile sonuçlandı. Seattle’daki KISW’dan Steve Slaton da yayında benzer bir harekette bulundu, bu da istasyonun Epic Rock kayıt albümünde yer aldı. Bowling Green, Kentucky’deki WLBJ istasyonundan Jay Preston bir disko hitinden birkaç dize çaldıktan sonra pikap iğnesini plağın üzerinde teklifsizce defalarca gezdirdikten sonra plağı havada kırardı.

Freeform, Progressive, AOR ve nihayetinde Classic rock formatlarını birbirine bağlayan şey her evrede süregelen rock sanatçıları ve şarkılarının devamlılığıdır. Freeform ve Progressive safhalarının DJ’leri ve programcıları AOR’un ve şimdi Classic rock’ın temelini oluşturan rock müzik repertuarını ve iletim tarzını geliştirmeye devam ettiler. ‘Demografik kökleri’nde kalmaya karar veren bu AOR istasyonları, eski dinleyicilerinin ilgi göstermeyebileceği yeni grupları sakınarak klasik rock istasyonları haline geldiler. Tamamen klasik rock’a dönüşmeyenler genelde akıllı gün paylaşımı kullanarak eski dinleyicilerine tutundular – 9-5 iş saatleri arasında ağırlıklı olarak klasik rock çalıp, dinleyici kitlesinin gençleştiği gece saatlerinde daha yeni, maceracı şarkıları “karışıma ekleyerek”.

Burkhart/Abrams
Radyo danışmanları, Kent Burkhart ve Lee Abrams’ın AOR üzerinde dev bir etkisi olmuştur. 70’lerin başında başlayarak 80’lerde sayıları yüzlere varan istasyonlarla sözleşmelere başlamışlardır. Lee Abrams bir “Süper Starlar” formatı başlatmış, Raleigh NC’deki WQDR’da önceliğini yapmış ve yüksek reyting getirmekte çok başarılı olmuştur. Basitçe, Abrams Top 40 prensiplerini alıp onları AOR’a uygulamıştır. “Süper Starlar” formatı Top 40 kadar sıkı olmasa da, daha sınırlıydı. Bu şirket ABD’deki AOR istasyonlarının önemli bir bölümünün playlistlerini yönetmiştir. Formatın esasının playlistsiz, özgür bir yaklaşım temelli olduğu göz önüne alındığında, bu ironik olarak düşünülebilir. Lee Abrams şimdi XM Satellite Radio için Programlama Şefidir.

Eleştiri
80’lerin başında, AOR radyosu programlamalarındaki siyahi sanatçı eksikliğinden dolayı eleştirilmiştir. AOR programcıları, farklılık eksikliğinin reyting ve dinleyici kitlesi gibi gerekçelere dayalı olarak radyo formatlarındaki artan ihtisaslaşmanın bir sonucu olduğunu söyleyerek cevap vermişlerdir. Hakikaten, çoğu AOR istasyonu kötü çocuk imajını geliştirirken hard rock’ı benimsemiştir. 1983’te Michael Jackson’ın albümü Thriller’ın inkâr edilemeyecek başarısı bazı AOR istasyonlarının playlistlerine Jackson’ın Eddie Van Halen’lı “Beat It”’i ekleyerek tavırlarını yumuşatmalarıyla sonuçlanmıştır. Aynı süreç içerisinde diğer siyahi sanatçılar da AOR radyosuna akın yaptılar – Prince’den “Little Red Corvette”, Eddy Grant’ten “Electric Avenue” ve “Beat It”’in hepsi 1983 nisanında aynı haftada Billboard’ın Top Şarkılar’ına giriş yaptılar.

Michael Jackson’ın “Beat It”’inin göreli başarısı öbür siyahi sanatçılar için AOR istasyonlarında barajların kapısını açmadı. Ancak çatlaklar oluşmuştu, ve 80’lerin kalanında Jon Butcher, Tracy Chapman, Living Colour, Prince ve Lenny Kravitz değişen miktarlarda AOR yayın zamanı kazandılar.

Yan Ürün Formatları
Albüm yönelimli rock’ın olağanüstü başarısı ve yüksek rekabetli reyting savaşının formatın değişik perspektifleri yansıtarak parçalanmasına katkıda bulunmuş olması muhtemeldir. 1980’ler Guns N Roses, Mötley Crüe ve Bon Jovi gibi glam metal gruplarının bazı istasyonlara eklendiğini görürken, diğerleri The Fixx, INXS ve U2 gibi modern rock gruplarını benimsemiştir. Lakin 80’lerin sonuna doğru, AOR istasyonları gittikçe daha az yeni sanatçı çalıyorlardı ve Grunge, Alternative ile Hip-Hop’ın yükselişi albüm yönelimli rock formatının gözden kaybolmasını hızlandırdı. 90’ların başına gelindiğinde çoğu AOR istasyonu ya direk klasik rock formatına geçmişlerdi, ya da bir şekilde AOR yaklaşımlı öbür mevcut formatlara direksiyon kırmışlardı:
-          Adult Album Alternative (Triple A olarak bilinir, çev. Yetişkin Albüm Alternatifi) hard rock veya heavy metal’in olmadığı, yumuşak bir AOR’ın yankısıdır. Bir süre Seattle’dan KMTT “Freeform Cumaları” promosyonu bile yapmıştır, FM radyosunun pastırma yazları için de Gri Atkuyruğu Özel programını yapmıştır.
-          Modern Rock/Alternatif Bu formatın öncülerinden biri Los Angeles’tan KROQ’tur, New Wave, Punk, College Rock ve Grunge/Alternative eğilimleriyle beraber müziğe AOR programlamasıyla yaklaşmıştır.
-          Aktif Rock Bugünün mainstream albüm rock’ı, Stone Temple Pilots, Foo Fighters ve Linkin Park gibi grupları çalar. Aktif rock formatının yolu eskiden yayında olan (şimdi sadece internet üzerinden hizmet veren) Long Beach, California’lı KNAC-FM ve Nationally Syndicated Z Rock Network (1986 – 1996 arasında hizmet vermiştir) tarafından açılmış, Clearwater, Florida’dan WXTB-FM tarafından Ocak 1990’da genişletilmiştir.

Çalınan Müzik
Radyo formatlarının geneli hit single’ların seçilmiş, sıkı bir rotasyonuyla menşelidir. En iyi örnek Top 40’tır, her ne kadar Country, Smooth Jazz ve Urban gibi diğer formatlar aynı temel prensipleri uygulasalar da. En popüler şarkılar rotasyondaki sıralamalarına göre her 2 ila 6 saatte bir tekrarlanır. Genelde takip edilmesi gereken titiz bir liste veya sıralama vardır, ve DJ çalınanlarla ilgili karar vermez.

AOR, rotasyon konsepti üzerine kurulmuş olsa da, single’lardansa bir bütün olarak albüme yoğunlaşıyordu. 1970’lerin başında çoğu DJ’in verilen bir albümden hangi şarkının çalınacağını seçme özgürlüğü vardı – plakları hangi sırayla çalacaklarına dair serbestlik gibi.

70’ler ilerledikçe AOR formatları sıkılaştı ve şarkı seçimi DJ’den Program Yöneticisi veya Müzik Yöneticisi’ne kaydı. Yine de, bir AOR istasyonu bir albümü rotasyona eklediğinde genelde bir anda birkaç şarkıya yoğunlaşıyordu, tek tek piyasaya sürülen single’ları çalmaktansa.

Bu kısa listeler albüm yönelimli rock istasyonlarındaki yayınların uzun tarihi boyunca Amerikan radyosunun unsurları haline gelen şeylerin sadece bir numunesini temsil etmektedir. AOR yeni müzik çalmayı bırakıp 1980’lerin sonlarına doğru öldüğünden dolayı, AOR’ın çekirdek repertuarı Classic Rock formatınınki haline geldi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.